22 Eylül 2017 Cuma
Alışık olmadığım bir mekandan, alışık olmadığım bir cihazdan merhaba.
Blogların popüler olduğu zamanlar çoğu bloggerın dediği bir şey vardı: "Gerçek hayatımda ifade edemediğim bir sürü şeyi buraya yazıyorum." Şimdiki nesle oldukça saçma gelen bir ifade olsa gerek.
Doğrusunu söylemek gerekirse o zamanlar bana bile saçma gelirdi bazen bu söylem. Çünkü bu insanların yazdıkları öyle aman aman büyük sırlar değildi. Yine de ne hikmetse burada yazdığı o basit şeyleri kendi etrafındakilere ifade edemiyordu bu insan. Enteresan gelirdi.
Bugün anladım neyi kast ettiklerini. Belki de şu an derdimi anlatsam da anlayabilecek pek kimse yok, ondandır.
Benim de bu kafa karışıklığında aklıma ilk gelen şey buraya yazmak oldu. Şimdiye kadar -genelde- manga blogu olarak takılmış olsam da buraya yazmak istedim. Burayı okuyup beni anlayabilecek insanlar var çünkü, biliyorum.
Hepsiyle tanışıklığım sanalda kalsa da pek çoğuyla çok muhabbet ettim -etmeden bırakmam zaten- , beraber hiç olmadık şeyler üzerinde konuştuk, gülüştük hatta -sen okuyan, yok artık diyeceksin ama- ağlaştık bile. O yüzden buraya yazmak istedim yine de.
Ne anlatıyor bu diye düşünen varsa, üzgünüm açık açık söyleme niyetinde değilim. Hayatımda büyük bir değişiklik oldu. Aslında pek de önemli bir şey değil. Yani söylesem "emaaan benim amcaoğlu da aynını yaşamıştı." diyeceğiniz bir şey aslında. Sadece "reis" dediğim kişi biliyor durumumu, ona da söylemeden olmazdı. :)
Arada buradan ergen ergen yazılarımla kafanızı şişirmeye hazırlanıyorum. Şimdilik bununla başlıyorum. Canım sıkıldıkça belki manga bile çeviririm, belli mi olur. :P
İyi yürekli insanları öpüyorum. Kötü yürekler, siz umarım bir an önce hak ettiğiniz cehennemi bulursunuz. İyileri tekrar öptüm. ^^
Blogların popüler olduğu zamanlar çoğu bloggerın dediği bir şey vardı: "Gerçek hayatımda ifade edemediğim bir sürü şeyi buraya yazıyorum." Şimdiki nesle oldukça saçma gelen bir ifade olsa gerek.
Doğrusunu söylemek gerekirse o zamanlar bana bile saçma gelirdi bazen bu söylem. Çünkü bu insanların yazdıkları öyle aman aman büyük sırlar değildi. Yine de ne hikmetse burada yazdığı o basit şeyleri kendi etrafındakilere ifade edemiyordu bu insan. Enteresan gelirdi.
Bugün anladım neyi kast ettiklerini. Belki de şu an derdimi anlatsam da anlayabilecek pek kimse yok, ondandır.
Benim de bu kafa karışıklığında aklıma ilk gelen şey buraya yazmak oldu. Şimdiye kadar -genelde- manga blogu olarak takılmış olsam da buraya yazmak istedim. Burayı okuyup beni anlayabilecek insanlar var çünkü, biliyorum.
Hepsiyle tanışıklığım sanalda kalsa da pek çoğuyla çok muhabbet ettim -etmeden bırakmam zaten- , beraber hiç olmadık şeyler üzerinde konuştuk, gülüştük hatta -sen okuyan, yok artık diyeceksin ama- ağlaştık bile. O yüzden buraya yazmak istedim yine de.
Ne anlatıyor bu diye düşünen varsa, üzgünüm açık açık söyleme niyetinde değilim. Hayatımda büyük bir değişiklik oldu. Aslında pek de önemli bir şey değil. Yani söylesem "emaaan benim amcaoğlu da aynını yaşamıştı." diyeceğiniz bir şey aslında. Sadece "reis" dediğim kişi biliyor durumumu, ona da söylemeden olmazdı. :)
Arada buradan ergen ergen yazılarımla kafanızı şişirmeye hazırlanıyorum. Şimdilik bununla başlıyorum. Canım sıkıldıkça belki manga bile çeviririm, belli mi olur. :P
İyi yürekli insanları öpüyorum. Kötü yürekler, siz umarım bir an önce hak ettiğiniz cehennemi bulursunuz. İyileri tekrar öptüm. ^^
6 Temmuz 2017 Perşembe
Paylaşayım dedim.
Bir ara bunun Türk versiyonunu yapmışlardı ama tutmadı herhalde, sitelerine baktım açılmıyor. Neyse. Onu ararken Google'da buna denk geldim.
Tıkınız. Üç saattir dinliyorum, çok beğendim. Tavsiye ederim.
Bir iki tane dışında bildiğim şarkı çıkmadı ama olsun.
Üç haftaki önce yazıyı yazdın hala hareket yok diye merak eden var mı hala?
Malum e-postalarınızı cevaplayamıyorum bile artık. Sorry :')
İşin doğrusu, apar topar memlekete götürülüp itinaylan gezdirilmekle meşguldüm.
Doyasıya yaşayamadığım ergenliğim de arada hortladı tabii. Biraz somurttum.
(Buraya seneler evvel dergide okuyup güldüğüm bir Umut Sarıkaya karikatürü koyacaktım ama aradım taradım bulamadım. Karikatürde anne oğluna "Evladım bilmemkim teyzeye hoş geldin demeyecek misin?" diye soruyordu. Ergen irisi de ters ters "Morobo bon Omot." diye cevap veriyodu. Arşivinde olan varsa ulaştırıversin lütfen. :((( )
Caaanım izin günlerimde rahat rahat evde oturacağım diye hayal ederken, sıcağın ortasında dağ başlarında buldum kendimi. Aman yarabbi... Gerçi İstanbul'un dışında olmak tek başına yeterli bir mutluluk sebebi olmuş benim için. Bu süreçte onu fark ettim. Bir baktım mutluyum, aaa... İstanbul dışı ev rahatlığı arıyorum, çok şey istiyorum.
<At Pazarı yavşağı mode on>
- İstanbul bitmiş abi yeaæææ...
+ Yeni mi anladın dalım çiçeğim?
</At Pazarı yavşağı mode off>
Şu anda da nolet sıcak ve yine "Shin'e ayıp oldu" vicdan sızlaması ile kalktım, SABS'ın 30. bölümünü editlemeye çalışıyorum. Tamen De Gushi de bir ara gelir inşallah.
El ele verip evrene pozitif enerji yollayalım, inanırsak olur bence. ^_^ Heheh.
Uzaktan öpüyorum, yabışıyo.
Tag :
//
anime radyo
,
Tag :
//
vicdan azabı
14 Haziran 2017 Çarşamba
Evvelsi gece acayip bir rüya gördüm.
Hava alanındaydım, yanımda uzun boylu esmer bir kadın vardı.
Tanımıyordum aslında ama güya rüyama göre tanıyormuşum kendisini.
Sonra ne hikmetse bir anda bu kadınla kendimizi Çin'de bulduk. Bayağı, bildiğimiz Çin. Çinli Çin hani.
Sonra devasa alışveriş merkezi gibi bir yere girdik. Geniş ışıklı panolarla dolu bir yerdi. Parlak pembeli sarılı ışıklar gözümü alıyordu.
AVM'nin Tavanı da acayip yüksekti. "Nerede lan buranın kolonları" diye gözlerim etrafta gezdi gayriihtiyari. (swh)
Sonra gözüm oralarda akvaryuma benzeyen bir alana çarptı.
Yakınına gittim, bir baktım bu akvaryum sandığım şey, kocaman led ekranlardan oluşmuş bir panoymuş. "Amma edit yapılır burada hee" diye düşündüm. *bilinçaltı strikes*
Hemen bu düşüncenin akabinde, yanımdaki esmer uzun boylu kadın kolumdan çekti.
"Bak bak! Buradalar!" dedi.
Boş alanda danışma masasına benzeyen bir masanın önüne götürdü beni. Masanın önünde de kocaman Çin harfleriyle bir şeyler yazıyordu. Önüne gittik durduk arkadaşımla(?!). Ben solda o sağda.
Masada iki Çinli oturuyordu. Benim tarafımda oturan Çinli, küt ve sarı bir peruk takmıştı. Diğer taraftaki de küt perukluydu sanki, tam hatırlamıyorum.
Sonra yanımdaki arkadaşım "TAN JIU İLE OLD XIAN!" dedi.
Nasıl ne ne alaka hö diye etrafıma bakakaldım.
Sözde benim önündeki sarı peruklu Çinli, Tan Jiu imiş. Ben ona baktım ama o hiç kafayı kaldırmadı. İkisi de önlerinde bir şeyleri karalıyorlardı.
O sırada sözde Tan Jiu güncel Tamen De Gushi bölümünü çiziyormuş. Çizim aynı anda, şu önceden bahsettiğim dev led ekranlarda eş zamanlı yayınlanıyordu.
Böyle tek tek çizgi çizgi gördüm karakterleri.
"Aa Qiu Tong, aa Sun Jing."
"En son ne olduydu ya ona?" dedim içimden.
İki aydır çevirmediğimi biliyordum da, okumayı da unutmuşum. Rüyada düşünüyorum böyle aval aval.
Sonra dönüp yanımdaki arkadaşıma soruyorum "İmza alsak mı ya, hatırasına?"
"Şşşt!" diye susturuyor beni. Hazırlanmamız lazım diyor, odaya gidelim diyor.
Sonrasını tam hatırlamasam da orada bir yerde bitiyor rüya.
Ya, ben çok abuk subuk rüya görürüm ama hiçbirini hatırlamam kolay kolay. Bunu niye hatırladığım hakkında pek fikrim yok. Ama madem hatırlıyorum oturayım bloga yazayım, Tamen'i de kendi çapımda çevirmeye devam edeyim artık dedim.
Bir de uyandığımda o yanımdaki kız kim diye biraz düşündüm.
Aklıma ilk gelen Shinkaron oldu. Kendisini hiç görmedim ama böyle düşünmek için sebebim var:
Manga çevirisi namına şu an kafamda olan tek şey "Shin'e ayıp oldu hala şu SABS bölümünü editleyeceğim de göndereceğim ya" düşüncesi idi. Bu doğrultuda vicdanım bilinçaltımdan bilinçüstüme resimli mesaj yollama ihtiyacı hissetmiş olsa gerek. Yoksa okuyucu zerre umrumda değil. Bizde yalan yok gençler.
Sanırım manga işleriyle uğraşmayı özlemişim, gibiyim, galiba?
Uzun yazı yazmayı da özlemişim. Yazmayalı bayağı böyle bir seneden fazla olmuş, bana hiç öyle gelmedi oysa. Yakın zamanda Korra'nın serisini bitirdim, onun hakkında yazmak istiyorum mesela. Bakalım.
Velhasılıkelam, nerede kalmıştık?
3 Nisan 2016 Pazar
Kaybolup gitsin istemedim, kıyamadım.
Hatıra olarak kalsın burada. :)
1 Nisan 2016'nın ilk saati Tamen de Gushi 95. Bölümü adı altında manga-tr'ye yüklediğim resim şu idi:
Güldürebildiklerim için ne mutlu bana, diğerleri kusura bakmasın lütfen. :)
Lakin bölümü görüyorsunuz, adeta al da at dercesine bir pas verdi bana. :D
Birkaç saat içinde gerçek 95. Bölüm gelecek. Görüşmek üzere. :)
21 Mart 2016 Pazartesi
7 Şubat 2016 Pazar
Geçen hafta challenge'da koşar gibi yapıp
son anda yatışa geçen bendeniz (temsili)
Yine merhaba!
Daha benim geçen haftaki hezimetin üstü soğumamışken yeni bir challenge daha yapıyoruz!
Yarından itibaren 2 hafta boyunca manga çeviri maratonuna giriyoruz!
Bu sefer 6 (yazıyla altı) kişiyiz!
Birbirimize destek olalım dedik ve bu challenge'a hep beraber başlıyoruz!
Katılımcılar:
Bendeniz, ilham kaynağım HF'den Roromiya, Mavi Manga'dan ise Zakkyliar, Livanem, TheDirectEco ve Farrelleda!
Hepimiz hevesliyiz, hepimiz hırslıyız! (yani, ehm...)
Bizi yalnız bırakmayın!
Pano linklerimiz aşağıda, siz de buradan üye olup bizi dilediğinizce yorumlarla dürtmeye gelin lütfen!
Buyrun panolarımız:
Mavi Manga'nın konuyla ilgili günceli de burada tık tık!
Görüşmek üzere, bize şans dileyin!
küçük harf büyük harf diyince
aklıma direkt bu muhteşem ikili geldi :*
Soğukların devam ettiği bir İstanbul gecesinden daha merhaba.
Ufak ipucumu mümkün olduğunca kısa bırakıp gideceğim çünkü hazırlık yapmam gereken bir challenge'ımız var. Ona ayrı postta yazacağım.
Bu ipucumuzda neyi işleyeceğiz sorusunun cevabı:
"Ne var bunda?" diye düşünüyor olabilirsiniz. Fakat bu ince ayarı bilmeyen ben dahil birçok kişinin, uzunca bir süre yazıyı Word'e atıp, büyütüp, sonra Photoshop'a yapıştırdığını biliyorum.
Başlayalım.
Şimdi küçük harflerden oluşan yazımızı kopyalayıp photoshop dosyamıza yapıştıralım.
Normalde herhangi bir şekilde ayar yapmazsanız böyle görünüyor.
Şimdi ben bu yazıyı komple büyük harfle görmek istiyorum.
Malumunuz mangada lazım oluyor.
Şu aşağıdaki resme dikkat.
Yazımızın katmanı (layer) seçiliyken, resimde sağ tarafta sarıyla boyanmış olan, "TT" yazan düğmeye basıyoruz. Artık böyle görünüyor.
Sanki bir şeyler eksik değil mi? Büyük "i" harflerinin noktaları yok.
Sanki İngilizce alfabeyle yazılmış gibi.
Şimdi bunu düzelteceğiz.
Aşağıdaki resimde sarıyla boyanmış yere tıklayıp "Turkish"i seçiyoruz.
Ve istediğimiz oluyor.
Yazımız artık tamamen büyük harfle ve Türkçe karakterlerle yazılmış durumda.
Hepimize kolay gelsin. ^^
Tag :
//
editçi
,
Tag :
//
editör
,
Tag :
//
manga
,
Tag :
//
manga düzenleme
,
Tag :
//
manga edit
,
Tag :
//
mini mini photoshop ipuçları
,
Tag :
//
photoshop
31 Ocak 2016 Pazar
Özetle;
< kıvırma mod on >
Yeaaa ben zaten hepsini yapacağım dememiştim ki, elimden geleni yapacağım, amaç kendimi zorlamak demiştim zart zurt...
<kıvırma mod off>
Tamamlayabilseydim her gün ne yaptığımı ayrı ayrı yazacaktım lakin sonuç istediğim gibi olmayınca toplu yazıp geçeceğim.
Şuradan da görülebileceği üzere: https://trello.com/b/pDoF082T/manga-challenge
Neler yaptığımın listesi:
TEMİZLEME
5 bölüm Kyou Kara Ore Wa (250-254) - yanlış anlaşılmasın, bunu sadece temizlemekle yükümlüyüm
3 bölüm Cousin (3-4-5)
3 bölüm Story of someone We Know (5-6-7)
3 bölüm Cherry Boy That Girl (4-5-6)
6 bölüm Mosspaca Advertising Department (13-18)
2 bölüm Blade Note (4-5)
ÇEVİRİ:
3 bölüm Cousin (3-4-5)
1 bölüm Futari No Renai Shoka (5.1)
2 bölüm Fluttering Feelings (5-6)
1 bölüm Story of Someone We Know (5)
EDİT yani DÜZENLEME
2 bölüm Blade Note (4-5)
2 bölüm Cousin (3-4)
yarısına kadar yapabildiklerim de var ama onları yazmayacağım.
Peki, yetiştiremediklerim neler?
ÇEVİRİ
2 bölüm Futari No Renai Shoka (5.2 ve 6)
2 bölüm Story of Someone We Know (6-7)
6 bölüm Mosspaca (13-18)
EDİT yani DÜZENLEME
1 bölüm Cousin (5)
3 bölüm Story of Someone We Know (5-6-7)
3 bölüm Cherry Boy That Girl (4-5-6)
6 bölüm Mosspaca (13-18)
Kalanlar az gibi gözükse de işi bilenler anlamıştır, aslında benim bir haftalık daha işim var. Why? Because "edit". Evet.
Bu hafta editiyle temizliğiyle okunabilir hale getirebildiklerim sadece 2 bölüm Blade Note ve 2 bölüm Cousin. O kadar.
Lagalugayı geçeyim, maddelerle durumumu özetleyeyim.
- Her zamanki gibi oyalanmayı şiar edinen Forever kişisi, editten kaçmak için sil babam sil çevirmediği, etmediği bütün bölümleri silmeye dadanmış, sonrasında dımdızlak kalmıştır.
- Ortak projelerde "elalem" faktörü bulunduğundan, yalnız Mugi pek de yabancı olmadığından ve nazımız geçtiğinden ötürü, Cherry Boy hariç diğer ortak proje yaptığım grupların hepsine birer ikişer bölüm göndermişiz.
- Ortak projelerde "elalem" faktörü bulunduğundan, yalnız Mugi pek de yabancı olmadığından ve nazımız geçtiğinden ötürü, Cherry Boy hariç diğer ortak proje yaptığım grupların hepsine birer ikişer bölüm göndermişiz.
- Cousin'in iki editi hariç diğer hepsini ilk 4 günde yaptım. Neymiş, "Aa hafta sonu geliyor, çok vaktim var, rahat rahat yaparım yea" dememek gerekiyormuş. Asıl iş dar vakitlerde görülüyormuş.
- Mugi'yle yaptığımız ve bendeki webtoonların rawlarının artık dışarıya kapandığını ve paralı olduğunu öğrendim, bayağı uzun bir süre buna çözüm aramakla vakit kaybettim. Oysa onla uğraşana kadar belki bir bölüm Cherry Boy editi bitirebilirdim.
- Hesaba katmadığım özel hayat durumları vardı, zaten illa bir şey çıkar. Çıkmasa şaşardık değil mi?
- Ve zamanımı daha iyi ayarlama konusunda düşündüğüm bir kaç şey var. Bende kalsın.
Benim buradan çıkardığım ders, hobi olarak yaptığım için pek de istediğim kadar ciddiye alamadığım bu manga işini hala yeterince ciddiyetle yapamayıp, vakit ayarlamakla uğraşmadığımdır. Buna bir çözüm bulmam gerektiğini düşünüyorum.
Bunun için de baştan heeeer şeyi temizlemeye dadanıp editi ertelememem lazım. "Bir işi bitirmeden diğerine başlama"malıyım. (İşte en iyi uyguladığım şeydir bu, burada niye beceremiyorum bilmiyorum. Belki iş korkunç bir şey olduğundandır.)
Velhasıl, sevgili Roromiya'ya da dediğim gibi, bunu saymıyorum arkadaşlar. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali Bu challenge'larımızdan öğrendiklerimizi değerlendirerek en yakın zamanda yenisini de yapmalıyız diyorum.
Bu challenge'da beni Trello'da yalnız bırakmayan Bubblepunk, Karolin Çağlı ve Roromiya'ya özellikle teşekkür etmeyi kendime borç bilir, utanç köşeme çekilirim.
Görüşmek üzere.
Tag :
//
challenge
,
Tag :
//
ma