Archive for Kasım 2015

13 Kasım 2015 Cuma
Bu açıklamayı aslında Mugichan için hazırlamıştım, sonra dedim niye tüm insanlığa sunmayayım?

Posta tag atmıyorum stalklanıp tepemize binilmesin diye.

Lakin bilin yoldaşlar, raffmanga IS NOT DEAD!!

Yani en azından otakumole.ch hesabı olanlar için :)

Yine Mugichan sayesinde ölmediğini öğrendim bu sitenin, çözmesi bana nasip oldu. Sınavlardan haşat olmuş beyincağızını daha beter yorup bizi yeni yazılardan mahrum bırakmaması için bu şeysi hazırladım. :)

Yeni sistemde nasıl okunacağına dair aldığım ekran görüntülerini aşağıya atıyorum. Anlamayan sorsun lütfen. Mugi nasılsa anlar diye en ilkelinden uğraşmadan yaptım çünkü :d

Görüşmek üzere. :)


_____________________________________________________________________

_____________________________________________________________________

_____________________________________________________________________

_____________________________________________________________________

_____________________________________________________________________


_____________________________________________________________________

_____________________________________________________________________



_____________________________________________________________________

_____________________________________________________________________


_____________________________________________________________________





2 Kasım 2015 Pazartesi



Eveeet.
(90larda program açan sunucu eveti, a.k.a “ne diyecektim lan ben”)

Merhaba.

Ben hani şu her Cuma güncel verecek olan Forever. Naber?

Her şeyde oyalanıp da ikinci günceli sarkıtamayacağımı mı düşünmüştünüz? Ya da düşünmüştüm?

Yoo. Şimdiye kadar neyi düzenli yaptım ki.

Yayın başlığına 3 hafta önce karar verdiğimden (bkz: yungsu’yu güncele getirmekle ilgili bişiys) bu bahaneyle Yungsu’yu güncele getirene kadar güncel vermedim.

Cumartesi sabahın köründe bitirip online okuma sitelerine attıysam da, güncel yazmaya üşendim.

Başka bahaneler bulup bir sonraki cumayı beklemeden artık yazayım dedim.
Nitekim buradayım.

Güncelimizin bahis konusu manhwa'mızla tanışma hikayemden başlayayım.

Temmuz ayının sıcak yaz gecelerinden birinde tesadüfen ilk iki bölümüne denk geldiğim bir seriydi Yungsu’s Spring, Korecesi’yle Yeongsuui Bom. İkinci bölümün ortasında öyle bir kahkaha koyuverdim ki, Karagümrük yankılandı sayın okuyucu. Uğur Arslan vakti zamanında Karagümrük’ü yakarken bile böyle çığlık atan olmamıştır, o derece. 

Serinin komedisini bizim Türk tarzı mizaha benzettiğim için ve muhabbetini yapabileceğim insan sayısını çoğaltmak istediğimden çevirmek istedim. Akabinde Batoto’da çevireni Aren’e ulaştım. Kendisi 17 yaşında ABD’de yaşayan liseli bir kız, Kore asıllı. Bu çok sevdiği manhwa’yı arkadaşları da okusun istediğinden başlamış bir yerden çevirmeye, atmış Batoto’ya. Sağ olsun bana da izin verdi, tepe tepe kullan dedi. Kendisi temmuzda bir kampa gidip ağustosta dönecek ve çeviriye devam edecekti. Fakat Deviantart hesabında belirttiğine göre sınava hazırlanıyormuş ve uzun süre buralara uğrayamayacakmış. Neyse ki çevirdiği son bölümün sonuna “dileyen grup devam ettirsin lütfen” diye belirtmişti. Şimdiye kadar herhangi bir grup almadı. Ama ben bu yazıyı okuduktan sonra EGS’ye gidip istek yapacağım, evelallah bırakmayız.

Manhwa’mıza dönelim, artık tanıtalım.

Yungsu’s Spring
Kore Webtoon’u, 2014 Aralık
Tür: Komedi, Aşk ve Feminizm 
(Bu son janr ben ve Mugi’nin ortak görüşü, böyle ofişıl bir janr aslında yok. Anlatacağım.)

(manhwa yeni yayınlanmaya başladığı sırada 
Kore'nin shoujo Jump'ı Wink dergisine kapak olmuş. 


"Hayatının “baharını” yaşayamamaktan şikayetçi Yungsu, fotoğrafçılık bölümünde okuyan bir üniversite öğrencisidir. Bir gün yine fotoğraf çekerken, objektifine bir kız takılır ve Yungsu nihayet beklediği bahara kavuşur, aşık olmuştur. Aniden tutulduğu bu kızı tanımak için elinden geleni yaparken, hiç tahmin etmediği şeylerle karşılaşır."

Bu “bahar” mevzusu Uzakdoğu halklarına özgü bir tabir, okuya izleye bize de anlamı aşina gelir oldu.  Aşkla geçen zamanlarına “bahar” diyor kendileri. Aşk yoksa baharları gelmemiş oluyor. 

Bizde de çeşitli Türk sanat Müziği eserlerinde benzer ifadeler geçiyor lakin halk diline bu denli inmiş değil.

Misal, baharı bekleyen kumrular gibi isimli şarkı. Okurken buyrun dinleyin. (Okuyorsa bilhassa ebo beye armağanımdır asdsad)


Efendim Yungsu'yu okuyanlar zaten biliyor gerçi, okumayanlar için diyeceklerim var.

Öncelikle gidip rahat rahat okuyun. Belaltı espirilere çok mesafeli değilseniz size sağlam kahkaha attırma sözü veriyorum. Daha sonra gelin buradan sonrasını okuyun. Çünkü düşündükçe siz de farkına varacaksınız; bu seri komediden ibaret değil. Ya da beni okuyun sonra manhwaya bakın, bilemedim. Size kalmış.

Dipnot: Kore yapımı mangalara manhwa deniyor. Bundan sonra da bu şekilde adlandıracağım.

Şimdi, bu hikayede diğer manga-mahwalardan farklı olarak bildiğimiz kadın erkek rolleri takla attırılmış durumda. Bunun da örnekleri var evet. Ama bu manhwada her iki rol de en ağır haliyle ve o ağır halleriyle takla attırılmış durumda. 

Hikaye kahramanı ve anlatıcımız Yungsu, son derece naif, kibar ve loli derecesinde saf bir erkek. Askerden yeni gelmiş, “baharım gelmeden kışa döndü” diye türküler yazmakta, az kaldı dama çıkıp miyavlayacak bir çocukcağız. (Kore’de anneler pek iyi çalışmıyor sanırsam)

Görür görmez çarpıldığı “doğal” güzellik İyang ise, tam tabiriyle hödüğün önde gideni. (Mugi’nin deyişiyle ruh öküzü hahahah) Yungsu ise İyang’ı bu hödüklüğüne rağmen doğal bularak aşkla bağlanıyor… Gibi gibi.

İyang sonsuz bir özgüven ve rahatlıkla orta yerde burnunu karıştıran, gaz çıkaran, arkadaşlarına el şakaları yapmaktan kaçınmayan (cücük hareketi de yapsa tam olacak), toplumda “kız gibi” olan ne varsa tam tersi olan bir garip adem kızı. 

Gelelim yukarıda neden aşk ve komedi türünün yanına kendi kafamdan feminizm janrı eklediğime ve yine sevgili Mugi’nin “o webtoonu anca sen çevirirdin he feminizm kokuyo çünkü” deyişinin sebebine. (ehe) 

O kadar şirinlikli kız karakterlerle bezeli manhwa dünyasında, aslına bakarsanız İyang akıl alacak gibi bir karakter değil. Genç kız ve kadınlara tek tip olmaları için dayatılan her türlü zorlama “zarafet” ve “incelikten” ölümüne uzak, dilediği gibi hayatını yaşayan ve bundan hiç gocunmayan bir karakter. Özetle “toplumun takdir ettiği kadın” olarak değil, kendi istediği insan olarak yaşayan bir genç kadın. Siz takdir edersiniz etmezsiniz bilemem, kendisi fazlasıyla feminist bir karakter benim gözümde. Doğru veya yanlış olması da kendi bileceği iş, biz sadece dayatmalara karşıyız. 

Niye abarttım bu kadar, ne var bunda? Estetik teknolojisinin son hız ilerlediği, en aktif sektörlerden olduğu zamanlarda da, hele de günümüz Kore’sinde, kadınların yasal yaşı atlar atlamaz güzellik için kırdırmadıkları kemiğini bırakmadığı bir ülkede böyle bir öz eleştiri cidden büyük aykırılık taşıdığını düşünüyorum. Kore'nin göbeğinde, yaş ortalaması 20 olan okuyucuya böyle bir eserle seslendiği için çizeri Lee Yoonhee'nin iyi bir cesaret örneği gösterdiğini düşünüyorum. (Kore'de estetik konusuyla ilgili +16 görüntüler içeren şu haber makalesi çevirisini okuyabilirsiniz.) [Türk örneklerinden haberi olmayanlar, günde 700 bin hit alan şu forumun estetik bölümü paylaşımlarına göz atmanızı tavsiye ederim.]

Tabii koca Kore bir çizgiromanla "aa biz yanlış yapıyoruz, hadi değişelim" diyecek hali yok. Ancak karikatür mizahı böyle bir şey. En azından farkındalık yaratıyor, güldürürken oturup bir düşündürüyor.

Tabii manhwada özeleştiri bu kadarla yetinmiyor. İyang da her ne kadar dilediğince davransa da bu şekilde toplumda var olamayacağının farkında ve bir şekilde adapte olmaya çalışıyor. Ancak işler o kadar basit değil, hafiften sarpa sarıyor. Spoilera kaçmadan burada kesiyorum, sizi okumaya davet ediyorum. Bakalım İyang’ı olduğu gibi kabul ettiğini sanan Yungsu’nun aşkı mı kazanacak, yoksa toplum normları mı. Merakla bekliyoruz.

Bu arada manhwa'nın bu kadar toplum sorunlarına bindirilecek bir ciddiyeti yok. Okurken bunlar aklınıza belki gelmeyecek bile. Sadece kendi çıkarımlarım. Siz muhtemelen okurken gülmekten kırılacaksınız ve ben yazdığımla kalacağım. Yani katiyyen bu sıkıcılıkta değil, taahhüt ediyorum.

3. bölümü manga-tr'ye yüklediğimin hemen akşamı, okuyan yorumlarından aldığım ekran görüntüsünü paylaşsam, biraz ispat niteliğinde olur sanırım :)



Şu an İngilizcesiyle beraber bizimki de 5. Bölümde. Bir 19 bölümümüz daha var. Az önce gittim EGS’de istek de yaptım. Oh, bundan iyisi can sağlığı.

Güncelde Yungsu’s Spring dışında birkaç bölüm Tamen De Gushi, 1 Bölüm Mavi Manga’ya yeni ortak projemiz Futari No Renai Shoka veeeeee kıymetlim çok sevdiğim Ikuemi Ryou-sama ‘nın nihayet başladığım Cousin’ı var. 

Hepsi Bato.to, Manga-tr.Com'da ve bu blogun üstünden tıklayarak ulaşabileceğiniz MANGA ŞEYSİ sayfasında mevcut.

(Bu arada bu sabah Futari’nin yeni çevirisi sevgili Psykhe’ye uçtu, yarın veya sonraki gün bloglarında olur. Takip edenlerin bilgisine.)

 [Gokusen de devam ediyor, yakında 2 bölüm de oradan gelecek.] 

<< Mugilock Çeviri’yle yaptığımız Cherry Boy That Girl’ün 3. bölümü de yolda.>> 

//parantez kalmadı\\

Artık onların hikayeleri sonraki güncellere. :) 

Hepsi hakkında görüşlerinizi beklerim. Daha fazla uzatıp destana çevirmeden yazıyı burada bitiriyorum.

Sağlıcakla kalın, görüşmek üzere. :)

Oyalanan ne yav?

Bendeniz efendim. Dikkat dağınıklığı göbek adım, oyalanmak hayatımın bir parçası. İşte bu oyalanmalarım neticesinde başlayıp yarım bıraktıklarımın güncesini tutmak istedim.
Hoş geldiniz :)

ps: Yukardaki abla Honey&Clover'dan Hagu olur, çok severim zatını.

(bunu yazarken bile canım sıkıldı gideyim bir çay alayım)

Ne idüğüm burada belli.

Fotoğrafım
Hayat tarzım blögümün adı Çok severim anime mangayı

Feysbuk sayfamız

İzleyiciler

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Copyright © her türlü oyalanan - Black Rock Shooter - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan