Archive for 2014

21 Aralık 2014 Pazar
Uzun bir aradan sonra merhaba. Cumartesi gecesini Pazar'a bağlayan bu sabah köründe bir işe yarayayım dedim, faydalı bir post yazayım. Blog olduğu gibi duruyor malumunuz.

Yazın başından beri korkunç bir yoğunluğa girdim, canımı sıkan bir çok şey oldu. Yeni yeni kendime geliyorum. Wanoja 4'ü temizledim, yarın veya öbürsü gün de çevirip editleyip Batoto'ya ekleyebilirim umarım.

Havadisler böyle. Gelelim konumuza. Hızlı ve etkili torrent indirmeyi öğreniyoruz. 

Senelerce vaktim olmayıp araştırmaya üşendiğim bir konuydu bu SeedBox mevzusu. Bakabt'de 10lu 20li ratio kasmışlara hep bakar iç geçirirdim. 

Nyaa'dan anime indirirken günler geçer inmezdi. Çoğu animecinin yaşadığı sorunlar :)

Bilgisayarımı 3 gün 3 gece açık bıraktığımı bilirim torrent sitelerinde ratiom yükselsin diye. Meğer boşuna elektrik tüketmişim. Nihayetinde uğraşıp araştırdığımda aslında çok basit bir sistem olduğunu, ancak hiç bilmeyenine hitap eden basit bir açıklamasının bulunmadığını fark ettim. Soru sorduğum yerlerden cevap alamadım, dediklerinden bir şey anlamadım. En sonunda parayı basip içine girdiğimde aydım. Bu nedenle internetin kenarında köşesinde bulunsun diye bu ufak bilgilendirme yazısını yazayım diyorum. Umarım faydalı olur.

Başlayalım.

SeedBox, sizin internet üzerinden boş bilgisayar kiralayıp torrentleri indirdiğiniz bir yer. En basit bu şekilde açıklayabilirim. Size seçenek sunmak isterdim ama gerek yok, kendim kullandığımdan gideceğim.

Her şeyden evvel kendinize bir PayPal veya BitCoin hesabı edinin. İnternette PayPal'ın kendi sayfasından da ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz. Gayet güvenilir bir sistemdir ve bununla internetin her yerinde güvenle alışveriş yapabilirsiniz.

Şimdi tarayıcımıza seed.st yazıp enterlıyoruz. Karşımıza şöyle bir sayfa geliyor.




Evet sevimsiz bir sayfa, ama çok işimize yarayacak :) 
Haftalığı 2 dolar olup 100 gb alan sunan var, haftalığı 3 dolar olup 250 gb alan sunan var. Dilediğimize karar verip altındaki View Details kutusuna tıklıyoruz. Ben ilkini kullandım.


Evet bu da özellikleri. Aylık satın alınca daha ucuz oluyor gördüğünüz üzere. Haftalık veya aylık olanlarından birini seçip devam ediyoruz.



Şimdi sizden, bu kiralayacağınız SeedBox için bundan sonra kullanacağınız kullanıcı adı ile şifrenizi belirlemenizi istiyor. Yazıp next diyoruz. Paypal veya Bitcoin hesabı oluşturduysanız o butona tıklayıp devam ediyor ve ödemenizi yapıyorsunuz. O kısımları es geçiyorum. Ödemeniz gerçekleştikten sonra ise tekrar siteye giriyoruz ve üstte yer alan Login'e tıklıyoruz. Kullanıcı adınızı soracak sadece. Yazın. Devamında web sitesinin kendisine ait ayrı bir kutu halinde tekrar kullanıcı adı ile bu sefer şifreyi de soracak. Devam edelim. Karşımıza şöyle bir sayfa çıkıyor. (Sol taraftaki rakamlar sizde 0 olacak, benimki kullanımda olduğu için 40 küsür görünüyor.)


Gördüğünüz üzere anam babam bildiğimiz torrent programından farkı yok :)
Bundan sonra yapmanız gerekenler çok basit. Sol üstteki dünya simgesine tıklıyoruz.



Burada dilersek torrent dosyasının kendisini, dilersek kopyaladığımız url'sini girerek indirmeye başlıyoruz. Kendi bilgisayarımızda görmediğimiz hızlarla download ve upload yaptığımızı göreceksiniz :)

İndirdikten sonra şöyle görüntü oluşuyor:




Şimdi bizim yapmamız gereken, üst kısımda torrentlerin olduğu yerde istediğimiz torrenti seçip, alt kısımda ise Dosyalar'ı seçiyoruz. Eğer sayfanız İngilizce ise burası Files diye geçiyor. (Dil ayarını yukarıda ayarlar menüsünden değiştirebilirsiniz, hani evrensel ayarlar şekli olan butondan :) )
Sonra dosyalara sağ tıklayıp Get File'a tıklıyoruz ve dosya bilgisayarımıza inmeye başlıyor.

Fakat bunun da yapılmışı var! :D

Bir önceki paragrafta bahsettiğim yöntemi ftp'ye izin vermeyen bilgisayarlarda kullanabilirsiniz. Onun dışında bu verileri bilgisayara indirmenin kolay yolu var, o da Seed.St sitesinde belirtildiği üzere FileZilla Client denen ftp programını kullanmak.

Bu programı google'da aratıp bulduğunuz SourceForge.Net menşeili sitelerden indirmemeniz konusunda şiddetle uyarıyorum. Buradan indirdiğinizde bu site, programı kurarken sayısız malware'i de kurma zorunluluğunu yanında getiriyor. Lütfen dikkat. Sistem geri yükleme yapmadan kurtulamayacağınız malwarelerden bahsediyorum.

Onun yerine şuradan önceki versiyonlarından birini indirerek kurmanızı tavsiye ediyorum. 

Basit bir şekilde kurduk, karşımıza şöyle bir sayfa çıkacak.


Burada programın sol üst tarafındaki boşluklara verileri girmemiz gerekiyor.

Tekrar Seed.St'deki web torrent sayfamıza dönelim. Tarayıcı çubuğundaki adresi kopyalıyoruz.


Daha sonra FileZilla'ya kopyalıyoruz. Şu şekilde olacak. Hızlı bağlanın tuşuna bastığımızda bağlanmış olacağız.


Devamında klasik ftp programı mantığı. Sol taraf kendi bilgisayarımızdaki klasörler, sağ taraf ise site içeriği. Klasörlerin içine sürükleyip bırakarak Aktarım Kuyruğuna girmesini sağlıyorsunuz, devamında kendi kendine iniyor. Duruma göre resimli anlatım ekleyebilirim buraya ileride.

Umarım bu anlatım işinize yarar. Herhangi bir sorunda yorum bırakmaktan çekinmeyin.

En yakın zamanda manga çevirilerinde tekrar görüşmek üzere, mutlu pazarlar.


8 Eylül 2014 Pazartesi
Olmaz yaa. Dur hele.
 
 Yaz yeni bitti, benim işler de azıcık hafifleyecek diye umuyorum. Vallaha tatil yapmadım. Gençler gençliğimizin ve yaz tatilinin kıymetini bilin. Yakında geliyorum bekleyin anacım :*

18 Haziran 2014 Çarşamba
Günümüz İstanbul'u sıcağı ve nemiyle 
biz animecilere adeta Japonya'yı yaşatma derdinde sanki...



4. Bölüm hazır.

Bu sefer konumuz "uzak mesafe ilişkisi" ve "soğuk kız arkadaş".

Bu sıcakta hiç mıçmıç romantizm çekemezdim şahsen, iyi oldu. 

Kahramanımız Kazu'yu 2. Bölüm'den hatırlarsınız belki, sevgilisinden ayrılan Miwa'yı erkek arkadaşı geldi diye evinden kovalayan hani. (Haksız sayılmazdı gerçi) Elaleme akıl vermek kolay, bakalım uğruna arkadaşlarını kovalayan Kazu'nun ilişkisi ne alemdeymiş? 

Keyifli okumalar.




8 Haziran 2014 Pazar
Bu cümle yüzyılın yalanı olup, söyleyen 
hiç bir kadın kendi dediğine inanmamaktadır.

Yalnız Kadının Hikayesi mangasının 3. bölüm çevirisi hazır.

Bu seferki hanım kızımız, arkadaşlarının gazına gelip aldatılma paranoyasına giren 26 yaşında bir ofis çalışanı.

Bu çalışmayı, sevgililerinin/eşlerinin paranoyak davranışlarına maruz kalan beylere ithaf ediyorum. Göreceğimiz üzere, bu mevzu Dünya'nın her yerinde aynı. Kız arkadaşlarıyla bir araya gelen bir kadın, günün devamında Tripgül'e evrilerek gecenizi size zehir eder. 15 yaşında da olsa, 25 yaşında da, 35 yaşında da bu böyledir. İşiniz zor, hak veriyorum. Yalnız bazılarınız enselenebiliyor böyle durumlarda. Aslında Cem Yılmaz'ın Aldatan Erkek Nasıl Davranır isimli çalışması bu olayı çok güzel özetliyor: "Kim söyledi yea?"

Bakalım bu bölümün kahramanı, paranoyasında haklı çıkacak mı?

Buyrun.



7 Haziran 2014 Cumartesi




Komşunun wireless'ından bildiriyorum. Malumunuz, manga çeviricileri olarak emeği geçenlerin tanıtımını en başta yaparız, ben de bu yazımda emeği en çok geçen komşumun varlığını anmak istedim. Sank yu sayın komşum. Sebebim olmasa inan internetini kullanmazdım, sorry. En kısa zamanda helva yapmayı öğrenip size de getircem söz. 


Bir önceki postu okuduysanız Wanoja lafı tanıdık gelmiştir. Endonezyalı Fevzi Zülfikar Abimizin çizip nette yayınladığı, komedi ve okul hayatı ağırlıklı bir çizgi dizi. 


Şimdi olayımız şu: Galih Gunawan diye kara kuru bir gencimiz var. Batıl inanışlar üzerine bir kitap okurken, Wanoja efsanesine rastlıyor ve okumaya başlıyor. "12. ayın 12. günü saat onbuçukta yanmış mumum, tam 35 yıl oldu ihtiyar bir çocuktu güzel ruhum.."


Değil tabi. Mangada burayı çevirirken hep bu şarkı geldi de aklıma, dayanamadım pardon.


Şimdi bu efsaneye göre, 12. ayın 12. gününde saat tam 12'de kişi bir şekilde bilincini yitirirse, ruhu bölünüp bir yarısı başkasına gidiyor ve bir kadına dönüşüyor. Bu kadının ruhu eski kişinin ruhu olduğu için sadece vücut değiştirmiş bir ikinci kişi oluyor. Bu kadına Wanoja deniyor. Anlaşıldı mı? I-ıh? Okuyunca anlarsınız.


Şimdi bu Galih denen gerizekalı bu efsanenin anlatıldığı kitabı, yolda yürürken okuyor. Bu Endonezya denen Uzakdoğu memleketi bizim buralardan pek farklı olmasa gerek, Galih tam bu satırları okuduğu sırada kafasına bir işçinin tuttuğu boruyu yiyor ve bilincini kaybediyor. Bence müstehak. Yolda yürürken kitap okunur mu la. Yersin kafaya böyle boruyu.


İşin ilginç tarafı bu olay tam kitapta anlatıldığı gibi 12. ayın 12. günü saat tam 12'ye denk geliyor ve Galih bayılıp bilincini kaybettiği sırada ruhu bölünüyor ve bu kaybolan yarım ruh, Ratna diye güzel bir kız oluyor. Görünüş kız, ancak akıl fikir tamamen Galih.


Tesadüfe bakın bu kız, tam o sırada Galih'in okuluna nakil oluyor ve sınıfına dahil oluyor. Tam bu noktada olaylar başlıyor. Kadınlığın inceliklerinden bihaber Galih pardon Ratna, genç liseli bir kız olmaya alışabilecek mi? Yaşadığı tuhaflıklarla beraber sınıftakilerle arasında neler geçecek?


Şunu da söyleyeyim, Japon mangalarından, manhwalardan falan oldukça farklı bir çizgi şeys bu. Okuyunca farkedeceksiniz, ben kültürlerinin farkına yordum. Çizer abinin memleketi olan Endonezya, halkının %90'ı Müslüman bir ülke. Hem çizer abinin adının Fevzi Zülfikar olmasından anlamışsınızdır zaten. Endonezyalıların Hicaz bölgesini çokça ziyaret etmelerinden başka pek şey bilmiyorum haklarında. Bir de ülkenin Japonya'nın güneyinde olup, meşhur Sumatra kahvesinin anavatanı olduğunu biliyorum evet. İşin özü ben biraz bizim mizah anlayışımıza yakın buldum bu seriyi. Bu yüzden aralarda Türkçe argo kelimeler kullanmaktan çekinmedim. Japon serilerde pek doğru bulmuyorum Türkçe argo kullanımı kullanılmasını çünkü feci sırıtabiliyor (okuduklarımdan Beelzebub'ı bunun dışında tutuyorum, oraya çok yakışıyordu) , lakin buraya yakıştığı kanaatindeyim.


Şimdi bu kadar övdükten sonra bir mevzu daha var söylemem gereken, Fevzi Abi 9. Bölümde seri gidişatını mahvetmiş tabiri caizse. Sonucunda hayal kırıklığına uğrayacağımız bir seri de olabilir, baştan uyarayım. Yine de gittiği yere kadar çevireceğim.


Beğenmeniz dileğiyle. Okuyanların fikirlerini paylaşmalarını rica ediyorum. :)


Wanoja 1


İndirmek için tıklayın.

Online okumak için tıklayın.

Wanoja 2


İndirmek için tıklayın.

Online okumak için tıklayın.

Wanoja 3


İndirmek için tıklayın.

Online okumak için tıklayın.




2 Haziran 2014 Pazartesi

Diyor ki; oyalanırken yaptığınız iş, büyük olasılıkla hayatınızın geri kalanında yapmanız gereken iştir.

Bu yabancılar nereden buluyor bu delici lafları, Türkçe'ye çevirmeye bile mecal bırakmıyor insanda. Öyle işte.


Geçen hafta yıllık iznimi kullandım, azıcık gezdim. Bir Ortadoğu ülkesindeydim. Geleli kaç gün oluyor hala ordaymışım gibi kendi kendime yaşadıklarımı anlatıp gülümsüyorum.


Bu arada Wanoja diye bir web comic çevirisine başlamıştım. Endonezyalı bir abimiz çizmiş. Konusu ise, bir efsaneye gore 12. ayın 12. günü Saat 12'de kafasına darbe yiyerek bayılanın ruhu bölünüyor, tesadüf liseli bir genç bu duruma maruz kalıyor. Yalnız ruhunun yarısı çok güzel bir kız oluyor. Bu kız da tutuyor çocuğun okuluna geliyor, ama kafa tamamen çocuk, bu ikisinin beraber karşılaştıkları komik durumları anlatılıyor. Boku wa Mari no Naka mangası okuyanlara tanıdık gelecektir konu. Fakat burada espriler Türk mizah anlayışına yakın olduğu için ilgimi çekmişti. Hatta ilk bölümü hemen çevirip Batoto'ya yükleyip öyle çıkmıştım izne. 8. Bölüme kadar kafama çok uyan bir komedi anlayışı olan bir Comic iken, bir geldim 9. Bölüm çıkmış. Okuyayım dedim, dedim bu ney. Ney düdük zurna. Arkadaş böyle mi saçmalanır cağnım hikaye. Ecnebi arkadaşlar bile Batoto'da "potansiyel hikayeyi iç etti" diye yorum yapmış, hemen like'ledim sektirmedim. Aynı rahmetli Orhan Veli'nin dediği gibi, yazık oldu Süleyman Efendiye.


Çevirmeyi devam ettirmeyi düşünüyorum yine de, belki ileride toparlar Fevzi Zülfikar abi. (Evet adı bu) O vakit 2 bölüm birden buraya koyarım. Yok illa bakıcam derseniz Batoto'da büyük harfle Oyalanan Manga diye aratırsanız çevrilenlerden görünüyor.


Gece gece çenem açıldı. Şunu da söylemek istiyorum. NŞA'da Ohitorisama Monogatari'yi bitirmeden başka seriye atlamayacaktım ama canım sıkıldı. Aynı seriyle ıncık cıncık uğraşmak hafiften bıkkınlık veriyormuş. Şu anda One Piece ve Gintama gibi aktif serilerin son bölümleriyle manga çevirisine başlayan ve her projeye atlayan ortaokullu ve liseli kardeşlerden özür diliyorum, zamanında bu maymun iştahınızla çok alay ederdim içimden. Sizden en aşağı 10 yaş yaşlıyım lakin hiç bir farkım yokmuş. En azından çok aksiyonlu entrikalı seriler değil, avunuyorum.


Sırada kafamda çevrilecekler listesinde Iketani Rikako isimli olağanüstü çizimlerinin hastası olduğum mangakanın Bitou Lolipop'u ile, okuduğum hiç bir hikayesinden sıkılmadığım Ikemi Ryou'nun Cousin'ı var. Bitou Lolipop ile ortaokul kapısında çıtır avlıcaz, Cousin ile fazla kilolarımızdan kurtulup düşman çatlatıcaz. Buraya yazıyorum ki motivasyon olsun, başkası çevirmeden ben çevirmeye başlayayım da kapmasınlar. Ya kadın milleti işte, hayatımız rekabet halinde geçiyor.


Esen kalın, en kısa zamanda sözlerimi tutarak güncel vermek dileğiyle.


ps: Bu koca yazıyı telefonda yazdım, autocorrectin saçmaladığı yerler olabilir affola. Sonra düzelecek.
12 Mayıs 2014 Pazartesi

2. bölüm hazır. Patron izinde, tesadüf iş pek yok. Patron izinde olduğu için başıma çıkarılan fuzuli iş de yok. Hazır boştayken akşam editlediğim mangayı buraya atıvereyim.

Bu seferki "yalnız kadın hikayesinin" kahraman üniversite öğrencisi, terkedilmiş bir kızcağız. 

Resimde göründüğü kadar zavallı mı acaba?

Bu bölümü olduğu gibi atıp, "ahanda sen busun!" demek istediğim arkadaşlarım var. Eminim her genç kadının vardır. 

Bir denesek mi acaba?


9 Mayıs 2014 Cuma
Merhaba.

Oyalanmalarımın en güzellerinden biriyle başlıyorum buraya yazmaya. Okulda öğrendiğim çatpat photoshop bilgileriyle amatör Manga (Japon çizgiromanı) çevirileri yapıp burada paylaşacağım. 

Bunlardan ilki meşhur Tokyo Marble Chocolate'ın çizerinden, 8 farklı kadının kısacık yalnızlık hikayelerinden oluşan Ohitorisama Monogatari, Türkçe'siyle "Yalnız Kadının Hikayesi". Toplam 8 hikaye, ortalama 20'şer sayfalık. Diğer mangalara göre oldukça kısa, ama doyurucu hikayeler. 


bu da kapağı



MYANIMELIST LİNKİ
MANGAUPDATES LİNKİ

İşin başındayken şöyle bir niyetimi anlatayım. Burada çeviri yapıp paylaşmaya niyetlendiğim serilerin hepsi aynı türden olacak: Josei. Özetle 18 yaş üstü bayanlara hitap eden tarzda mangalar, tabii benim de en sevdiklerim. İşin içine yaş sınırı girince farklı mevzular da giriyor gibi görünüyor ama işin aslı öyle değil. Yalnızca, belli yaşın üstündeki insanların hayat gaileleri farklılaştığı için ortaya çıkmış bir tarz olsa gerek. Kızlara hitap eden diğer tarzlar gibi içinde uçuşan kalpler, yıldızlanan gözler, şaşı bakışlar, notice me senpailer yok. Pek olmuyor diyeyim ya da, böyle anlatınca çok heyecansız kaldı sanki. 

Sıkılmak yok, anlatmam lazım, bir dakika. 

Das Vikipedi şöyle demiş:

JoseiVikipedi, özgür ansiklopediJosei manga (女性?, "kadın") ["bayanların çizgi romanları"] olarak da bilinir), genellikle kadınlar tarafından çizilen ve 18 yaş üstü genç ve yetişkin bayan izleyici/okuyucu kitlesini hedef alanmanga ve anime serisidir. Joseinin erkek karşılığı seinendir. Japonca josei kelimesi sadece "dişi" anlamına gelir ve cinselliğin doğrudan bir göstergesi değildir.
Hikayeler, Japonya'da yaşayan kadınların gündelik deneyimleri hakkında olmaya meyillidir. Aralarında liseyi konu alan birkaç manga bulunmasına rağmen çoğunluğu yetişkin kadınların hayatlarını anlatır. Tarz olarak genelde shōjonun çok daha sade ve gerçekçi versiyonudur; küçük ayrıntıları kaçırmaz ve çok büyük, parıltılı gözler çizilmez. Tanımlanan bu tarzın, dışında bulunan istisnalar vardır fakat joseiyi josei yapan bu kısmi demografiğin içerisindeki çizgi romanların bir dereceye kadarki biçimsel devamlılıklarıdır.

Son cümleyi ben de anlamadım, arkadaş sosyoloji dersinden çıktığı gibi yazdı herhalde. Neyse.

Genelde romantizmimiz eksik olmayacaksa da, bu seride kalp ısıtacak pek bir öge yok, varsa da az, çünkü yalnızlıktan bahsediyoruz. 

Çevirisi olan mangaya geri dönüyorum, bu Yalnız Kadının Hikayesi 'nin ilkinin kahramanı kadın bir kitapçıda çalışıyor. Yalnız yaşıyor. Arada kafa karışıklığı yaşıyor tabii her kadın gibi.

Yalnızlıktan hoşlanan veya hoşlanır hale gelen birisiyseniz, hoşunuza gidebilir. Gitmeyebilir de. Ben çevirip buraya koyacağım. İsteyen alır okuadsgfdasd. 

He belki bi de yorum gelirse mutlu olurum tabii, hiç denemedim. 

Sağlıcakla.

Oyalanan ne yav?

Bendeniz efendim. Dikkat dağınıklığı göbek adım, oyalanmak hayatımın bir parçası. İşte bu oyalanmalarım neticesinde başlayıp yarım bıraktıklarımın güncesini tutmak istedim.
Hoş geldiniz :)

ps: Yukardaki abla Honey&Clover'dan Hagu olur, çok severim zatını.

(bunu yazarken bile canım sıkıldı gideyim bir çay alayım)

Ne idüğüm burada belli.

Fotoğrafım
Hayat tarzım blögümün adı Çok severim anime mangayı

Feysbuk sayfamız

İzleyiciler

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Copyright © her türlü oyalanan - Black Rock Shooter - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan